LYON...EKİM 2016

Bir cumartesi sabahı kalkıp Lyon a yola çıktık.Sanırım burada geçirdiğimiz zamanların en sevdiğim yanı araba ile yaptığımız yolculuklar olacak. Kalacak yer ayarlandı mı iş sizin evden çıkış saatinize bağlı. Veee bilenler bilir hiç sevmiyorum, uçak yolculuğu  yok.

Lyon Fransanın en büyük 3. şehri. Saone ve Rhone nehirlerinin birleştiği yerde bulunuyor. Bu uçta da Amsterdam dan esinlendikleri bir süre şehrin ana meydanında bulunan ONLYON yazısı bulunmakta. Açıkçası bunu görmek için o uca kadar yürüyemedim. Yolda Bilim Müzesi bizi içine çekti hiç de pişman olmadım.

Lyon her şehir gibi ilkbahar yaz aylarında gezilmesi tercih edilmeli. Ben ekim ayında gittim donduğum anlar oldu. Biraz soğuk bir şehir. Ancak resmi tatilleri kontrol edin çünkü sokakta insan olmuyor. Bizdeki gibi tatillerde gezmiyorlar hatta evden çıkmıyorlar. Aç bile kalabilirsiniz çünkü marketler dahi kapalı oluyor.

Bir bilgi daha paylaşmak isterim. Lyon un kardeş şehirleri var dünyada ve Türkiye deki kardeş şehir Sinop. Sinopluların haberi var mı acaba? Bir de merak edip araştırdım Sivas ile de protokol imzalanmış 2010 yılında ama listede gözükmüyor.

Stendal şehri ziyareti sırasında " Lyon da sadece yemek yenir" demiş sanırım da bu nedenle şehir Fransız Gastronomisinin merkezi olarak  geçiyor. Bir şeyler denedin mi diye sorarsanız cevabım hayır   olacak çünkü Türk Kebaplarını  özlemiş biri olarak fasıl içeren bir Türk mekanı bulunca ve şans eseri otelle bu mekan yan yana olunca bendeniz efendim Rakı gecesi yaptım kendime.




Gelelim şehrin gezilesi noktalarına. Şehirde her blogda yer alan ve Unesco tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilen old city  de diyebileceğimiz Vieux Lyon. Bu bölge sokaklar arasında gezerken kanallar yardımı ile diğer sokaklara dalabileceğiniz, hediyelik eşya isterseniz rahatlıkla bulabileceğiniz,acıktınız  ise sokak krepçilerini izleyip atıştırabileceğiniz, kahve mi çekti canınız mesela benim genelde çeker ( beni bu kahve aşkı öldürecek...)  yudumlarken insanları izleyebileceğiniz kısacası güzel gezi mekanı. Yürüyün çok değil en fazla 40 dakika falan sürüyor.

Rönesans çağından kalma evler ve parke taşlı sokaklardan oluşuyor burası. “Tarihi Lyon” olarak adlandırılan Traboules, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde. Adını “geçiş” anlamındaki Latince “transambulare” kelimesinden alan dehliz-tünel karışımı yapılar ilk olarak 4’üncü yüzyılda inşa edilmiş. Her yer birbirinden güzel binalardan oluştuğu için görmem gerekenler bitti mi diyebilirsiniz. Ben demediğim için atladığım noktalar olmuş sonradan üzüldüm. 3 ana meydan  var listeyi veriyim haritanızda silersiniz. Bunlar ST.Paul, St. Jean, ve St. Georges.



Bu alanı gezerken geldiğiniz meydanlardan St. Jean a ulaştığınızda meşhur Katedrali göreceksiniz.
Paris teki Notre Dame Katedraline benzeyen , benim sevdiğim gül pencerelerini barındıran Gotik mimari ederi bir yapı. Kentin ipek dokumacılık merkezi olduğu zengin günlerde inşa edilen bir yapı. Katedral ön cephesinde ;ben saymadım ancak saymış bir yerlerden ekliyorum;  25 canavar,36 peygamber ve psikopos , 36 aziz ve 72 melekle süslüymüş.
İçeride ise  12.00, 14.00, 15.00 ve 16.00 saatlerinde çalan ve mini bir merasim yapan astronomik bir saat bulunuyor.
Katedralin önü ise şehrin antika pazarlarına ev sahipliği yapıyor.




Fransızların  binaların bomboş duvarlarını değerlendirdiğini Nice de görmüş aşık olmuştum. Lyon da da bu şekilde yapılmış çok ünlü duvarlar var. Bunlardan ilki Le Mur de Couts olarak isimlendirilen duvar resmi. O kadar gerçekçi çalışıyorlar ki buradakini önceden resim olarak da olsa görmüştüm o yüzden çok şaşırtıcı değil. Ancak Nice deki bir anda fark ettiğim bir duvardı. Gölgeyi dahi o kadar güzel yapmışları ki.




Bir diğeri ise biraz daha meşhur olan., La Fresque des Lyonnais. 2 Rue de la Martiniere binanın adresi. 7 katlı bir bina bu. Üzerinde Küçük Prens ile kendisinin yazarı olan Antonio de St. Exupery, birazdan bahsedeceğimiz sinema müzesinin kurucuları olan Lumiere Kardeşler, ünlü şair Maurice Sceve, ve hatta ünlü aşçıları Poul Bocuse  gibi toplamda 30 ayrı karakter bulunuyor.




Daha neler yapabildiğini görebilmek için paylaştığım linke bakabilirsiniz. Hatta Möntre deki Charli Cahplin müzesinin oralardaki binaların nasıl boyandığını da görebilirsiniz. Böylece siz yola çıktığınızda otobanda ne tarafa doğru yöneleceğinizi de böylelikle buluyordunuz.

http://cite-creation.com/


Gelelim Vieux Lyon içinde yer alan ve Lumiere Kardeşler tarafından yapılan sinema  müzesine. Çok eğlenceli bir mekan olduğunu ve hatta bir çok unuttuğum çocukluk filmlerini burada hatırladığımı söyleyebilirim. Meşhur sinema geceleri için ben neredeyse hepsinin resmini aldım. Tüm sinema ilizyonları hakkında bilgi edinebileceğiniz ve çıkarken size türkçe olarak da güle güle yazdıkları bir kaç katlı enteresan bir müze. Efendim ben sanat eserlerinden pek anlamam bu nedenle de o tarzda müzeleri gezmek bana çekici gelmiyor. Ancak bu tarz müzeler her daim enteresan benim için.







Müzenin içinde bir de Minyatür müzesi var ki Alien Queen isminde biri aklınıza gelebilecek her tür şeyin minyatürünü yapmış. Paylaştığım resimlerde görmüş olduğunuz odacıklar bir ayrıtı 30 cm ile 45 cm arası değişen odacıklar. Hayranlık duymamak elde değil. Burada bayılmışken yapılanlara çok merak ettiğim Ukrayna daki Kiev Mikro Minyatür Müzesi ziyaretimde günümü orada geçirebilirim sanırım.

LYON Minyatür Müzesi





Şehrin gelelim içimi   ısıtan o muhteşem parkına. Şöyle   ki şu an yaşadığım şehirde kocaman bir parkımız var hatta sincaplarımız, yanından akan nehrimiz falan. Ama bu park kendi içinde o kadar güzel bir hayvanat bahçesi barındırıyor ki. Biraz soğukta gittiğimiz için tüm hayvanları görme şansımız olmadı ama çimlere uzanıp da dinlenirken yanınızdan hayvanların korkusuzca geçip gezinmesi  çok zevkli. Parkın içerisinde  çiçek bahçelerini görebilirsiniz ve tüm çiçeklerin isimleri yanlarında bilgi kartlarında yazıyor. Üstelik bir de camdan binaları var müze niyetine sanırım. Önünde kabak müzesi vardı ve bana enteresan gelenleri sizin için resmettim.Hayatımda gördüğüm en büyük kabaklar buradakiler, üstelik en enteresan modeller...



Şehrin Terreaux  Meydanı meşhur Bartholdi Çeşmesi burada. Bartholdi den bahsedelim mi biraz. Bartholdi Özgürlük heykelinin tasarımcısı olarak geçmekte.1886 da yapmış bu tasarımı.Mısır ziyareti zamanında büyük bir heykel yapmaya karar vermiş ancak asln Amerika için düşünmemiş Süveyş Kanalı için planlanmış bu heykel. Hatta  Bartholdi heykeli altından yapmak istemiş buna olanak bulamayınca heykeli bakırdan yapmıştır. Ancak o zaman zamanla bakırın oksitlenip  bu yeşil haline geleceğini düşünmemişti. 

İşte bu meydanda bu meşhur  Heykeltraşın 1892 de yapmış olduğu çeşme bulunmaktadır. Bordo Belediye Meclisi tarafından, Quinconces Meydanı'na konmak için düzenlenen bir heykel yarışması yapılır. Daha sonra 52 yaşında Özgürlük Heykeli'ni yapacak olan 23 yaşında ki genç heykeltraş  Bartholdi yarışmayı kazanır. Fakat bu projeden vazgeçilir.


Buradaki Lyon daki  başka bir Bartholdi çeşmesi tabii 

Özgürlük heykelinin yapımı sayesinde ünlenen Bartholdi ile iletişime geçilir ancak Bartholdi o dönemlerde maddi sıkıntılar çektiği için b projeyi gerçekleştirmek yerine çeşmeyi Lyon şehrine satar.  Fransa'nın 4 büyük nehrine adanarak yapılan çeşme, UNESCO Mirası Listesi'nde olan Terraux Meydanı'nda bulunur. 

Atları dizginlemeye çalışan kadın Fransa olarak, vahşice koşup batan ve şaha kalkan atlar ise, 4 büyük nehir olarak tasvir edilmiştir.

Kafeler  ile dolu bu meydanda meşhur Güzel Sanatlar Müzesi bulunmakta ancak daha önce de dediğim gibi biz dışarıda kalalım...

Gelelim Lyon un en meşhur meydanına her ne kadar tadilat nedeni ile biz pek göremesek de Bellacour Meydanında o bilinen kocaman dönme dolabı  görebilmeniz mümkün. Şehrin en büyük meydanı burası. Üstelik hatırlatma yapalım kocaman bir Turist İnformation Office bulunmakta burada. 


Şehrin görülmesi gereken bir başka noktası da , başınızı biraz yukarı kaldırdığınızda kraliyet tacı gibi tüm ihtişamı ile gözüken Notre Dome de Fourviere  Bazilikası. Bakınca çok yakın gözükecek hadi yürüyelim diyeceksiniz yapmayın lütfen. Tren istasyonunun oradan katedrale finüküler çıkıyor binin paşa paşa gidin terlemeden bitip tükenmeden. Çok isterseniz yürüyerek inersiniz. Nefes size kalsın.
Görülmesi gereken bir katedral öncelikle. Tepesindeki heykelin altın olduğu söyleniyor ama insan acaba demekten kendini alamıyor. 

Gelelim en son kısmına. Bilim Müzesi yani Musee des Confluences. Bina 2 nehrin birleştiği uca doğru baktığınızda görebileceğiniz en enteresan yapılardan. Gözünüzden kaçmaz bir de çok  güzel enteresan bir köprüden yürüyerek gidiyorsunuz.  Bilim müzesine hayran kaldığımı belirtmek isterim. her zaman elimde bir audio  ile eser önüne gelip o eserin numarasını bulmaya çalışırsınız. Bu müzede size bazı odalarda verdikleri audio larla yaklaştığınız anda ne tarafa bakıyorsanız o tanıtım yapılıyor. Ekranlarda anlatım yapılan çalışmalarda hangi ekrana yaklaşırsanız onu dinliyorsunuz. Size yapılan bu hizmet harika çünkü sadece geziyorsunuz müzeye odaklanıyorsunuz.



Müzede kendinizi kaybedin biz kaybettik çok mutluyuz. Şimdiden iyi geziler.  

Yorumlar

Unknown dedi ki…
Çok güzelmiş
Unknown dedi ki…
Supermis
Unknown dedi ki…
Tekrar tekrar okuyorum gezme niyetine

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALBA...İTALYA KASABALARI-4-

IVREA PORTAKAL FESTİVALİ Şubat 2017

MİLANO...Bir Çok Kez...