FLORANSA NİSAN 2014

Çok uzun zaman önceki bir tatil olması ve  fotoğraflarımın bulunduğu sabit diskin zarar görmesi sonucu bazı fotoları netten bulacağım ama neredeyse tatilin her anını hatırladığım için boş bir sayfa olmayacak.

Floransa sanırım İtalya  sanat açısından bana göre merkezi. Öncelikle her yer sanat , her yer tarih. Michelangelo nun Davud heykeli evet çok özel ancak şehirde öğrencileri tarafından yapılmış  ve çok başarılı heykeller de var. İtalya daki sanat okullarında öğrenciler çalışmalarını sene sonunda açık arttırma ile satarlarmış ve bu satıştan hem öğrenciler hem okul kazançlı çıkar bazen insanlar heykelleri evlerine götürürken kimi de bir yerlere bağışlarmış. O yüzden sanat eserleri neredeyse her yerde ama Floransa çok özel...




Öncelikle bahsedilmesi gereken nokta Piazza Del Duomo daki Floransa Katedrali. Yapımına 13. yüzyılda başlanmış. Tamamen mermerlerden oluşuyor yeşil, pembe ve beyaz . Kocaman bir kubbesi var 463 basamakla çıkılıyor. Floransa daki birçok yer gibi bu kubbenin de mimarı Brunellenschi. Kendisinin mezarı ise bodrum katta.







Katedral için diyebilirim ki büyüleyici bir dış mekanı var. Her parça ufacık da olsa birbirinden farklı ve sizi büyülüyor ancak içeri girdiğinizde çok daha sade bir görüntü sizi karşılıyor. Katedralin ilk adı ise Santa Maria Del Flore imiş.







 Katedralin hemen karşısında muhteşem kapısı ile Aziz Giovanni Vaftizhanesi yer alıyor. Tadilat olduğundan içini göremedim ama kapı bana yetti. Sanırım tüm ayrıntıları inceleseniz  en azından 1 saat kapıyı izlemeniz gerek. Aslında 2 kapı mevcuttur bir altından biri bronzdan. Bronz olan kapı iki boyutludur ve altın olan kapı ise üç boyutlu hale getirilmiş kopya bir kapıdır. Kapının altından yapıldığı için cennet kapısı olarak kabul edilen kapının orjinali içeridedir.




Ponte Vecchio namı değer Eski Köprü şehrin içinden geçen Arno Nehri üzerindeki en muhteşem köprü. 2. Dünya savaşı sırasında şehrin yıkılmadan kalan tek köprüsü ki böyle olması çok güzel. Ancak Almanlar köprüleri seçerek bombalıyordu sanırım. Çünkü Prag ın meşhur köprüsü de bombalanmaya kıyılamamış özel köprülerden. Çünkü enteresan bir yapısı var. Zamanında kasap, tabakhane ve demir atölyelerinden oluşmuş ancak o kadar koku yapmış ki daha  sonra  1. Ferdinand döneminde 1593 de  değiştirilerek altın ve mücevher dükkanına döndürülmüş. Aslında köprü Uffizi ve Medici saraylarını birbirine bağlamak için 1345 yılında yapılmış. Bu ünlü aileler köprüyü geçerken halk içine karışmak istememiş , neden? çünkü Medici ailesi halk tarafından sevilmezlermiş... Bu anlatılan bir hikaye ama günümüze ne kadar değişti geldi. Çünkü başka bir tarih bilgisine göre 1216 da köprü üzerinde soylu ailelerden birinin üyesi Buondelmonte öldürülüyor ve soylu iki aile arasında Floransanın en kanlı dönemi geçiyor. Yani köprünün en dar yerine bu köprü zamanında yapılmış ancak üzerindeki 3 kemer yardımıyla ayakta duran  Vasari koridoru ki belli Vasari tarafından yapılmış, bu koridor Medicilere özel. Hatta Mediciler köprünün kontrol noktası olan Manelli kulesinin yıkılmasını istememişler ve koridor etrafından geçmiş. Koridor boyunca güzel tablolar dizilmiş ki aile geçerken daha hoş bir hava oluşsun.

  Bugün köprünün karşısına ( Uffizi Galerisinden karşı tarafa geçerken) geçerken yolun sonunda sol uçta bir dondurmacı var. Çok meşhur çok lezzetli diye yazınca bloglarda  yiyelim dedik. Şehrin her yerinde dondurma çok güzel ancak orada 3 katı bilginiz olsun. Yani o sıraya o paraya o lezzet bizi tatmin etmedi.





Gelelim en güzel mekanlardan bir diğerine, Signoria Meydanı...
Meydanın ortasında Davud replikası var. Orjinal Davud heykeli müzede. Bu meydanda Vecchio Sarayı, Neptün Çeşmesi ve Loggia di Lanzi bulunuyor. Loggia Di Lanzi küçük üstü açık heykel müzesi gibi. Biz orada aslan  bulduk ve....






Vecchio Sarayı, şehrin mimarlarından Cambio tarafından yapılmış ve günümüze 16yy. daki yenileme sonucu gelmiş. Sarayı gezerseniz içeride değişik odalar bizim bilimle alakalı bölmeler görebilirsiniz. Dönemin konseyi 500 kişilik olduğundan konseyin yapıldığı salona Beşyüzler Salonu deniyor. Sarayın bir diğer katında Hava,Su,Ateş,Toprak  elementlerinin betimlendiği Elementler Odası var. Sarayın tüm süslemeleri Vasari tarafından yapılmış. Michelangelo nun meşhur Zafer heykeli de bu sarayda.  Saray ayrıca 90 metreyi geçen çan kulesi ile şehrin en yüksek noktasına da sahip. İçeriyi gezmek isterseniz rehberli turları deneyin yaklaşık 1.5 saat sürüyor.






Uffizi  Galerisi; Rönesans döneminin en önemli eserlerindendir. Bu da şehrin birçok kısmı gibi Medici ailesi tarafından yaptırılmış. Aslında 1560-1580 yılları arasında Dük. 1. Cosimo nun  çalışmalarını yürüttüğü ofisi olarak kullanılmış. Mimar Vasari tarafından yapılmış. Şu an burada Medici ailesine ait nad,de sanat eserleri ve kişisel aile eşyaları var.  Biz girip gezmedik hava o kadar güzeldi ki şehir bizi daha çok çekti...




Piazza Della Republica.... Her şehirde bu isimde bir meydan var ki burası da Floransa nın canlı meydanlarından biri. Her daim meydanı süsleyen bir atlıkarıncası var. Muhakkak bir yerde kümelenmiş müzisyenler , etrafında muhteşem keyifli kafeler ve alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar var. Burası halen şehrin merkez noktası olarak kabul edilir.








 Michelangelo Tepesine muhakkak giden otobüs vardır ama siz yürüyün bence. Bir şehri yaşamanın en güzel yanı sadece önemli noktaları değil de sokaklarını yaşamaktır bence.





Piazzale Michelangelo, muhteşem Floransa manzarası, derin bir nefes ve dinlenme....
Eğer güneşin doğuşunu fotoğraflamak isterseniz muhteşem yer ancak biz sadece son gece gün batımına gidebildik... Meydanın ortasında Michelangelo heykeli bulunmakta.

San Lorenzo Bazilikası, Medici ailesinin ölüleri için şapelleri ile meşhur. Bazilika şehrin bilinen en eski yapısı. 390 yıllarında bile bazilikadan bahsediliyor. Ancak sonra Mediciler  zamanında Brunelleschi ile anlaşıp yenilenmesini ve kendileri için mezar yapılmasını istemiş. Sonra para yetmemiş arkasından ömür yetmemiş başka mimarlar çalışmış . Bu nedenle burası tek kişiye ait diyemeyiz.


Santa Croce Bazilikası; Galileo, Michelangelo, Dante, Machiavelli gibi ünlülerin anıt mezarlarını içeren bazilikadır. Duomo ve Palazzo Vecchio gibi bu bazilika da  Arnolfo di Cambio tarafından yapılmıştır.




Santa Mario  Novella Bazilikası; tarihi bilgilere göre 13. yy da Dominikler tarafından yaptırılmış ancak dışındaki muhteşem süslü ilave 15. yy eseri. Ucello nun Yeşil Revak  ve Masaccio nun Üçleme  eserleri bu bazilikadaki eserlerin bazılarıdır. Bir yerden sonra artık kilise bazilika gezmek istemiyor insan ama bunu pek bir gezesim tutmuş gibi sanırım o yeşil bahçelere kaptırdım kendimi....






Pitti Sarayı...

1458  yılında şehrin soylularından Pitti Ailesi tarafından  yapımına başlanmış. O zamanın en ünlü ailelerinden biri olan Pitti ailesi Medicilerle aşık atıyormuş. Bu nedenle mükemmel bir ev yapmaya çalışmışlar daha doğrusu saray. Ancak elde avuçtakini tüketince bu sarayı da  Medicilere satmak zorunda kalmışlar ancak ismi  hala Pitti sarayı. Şu anda büze olarak kullanılıyor. Müzeyi gezmeyi düşünürseniz arka bahçeleri de bilete ekletin.  İçeride Modern Sanat Müzesi, Barok ve Rönesans eserlerinin sergilendiği Palatine galerisi, Medicilerin eşyalarının bulunduğu Kral Daireleri, Porselen müzesi ve Kostüm Galerisi ki sanırım açıklamama gerek yok malum hepsi Medicilerin...

Unutmadan bir restoran paylaşmalıyım. Aile restoranı çok şirin ve sıcak. Üstelik kendi ev şaraplarını da tadabilir şarap da seçebilirsiniz. İnanılmaz lezzetli ve ucuz, aklınızda olsun.... 

Biz bu gezimizde trenle Pisa ya da geçip şahane bir güngeçirdik, meşhur fotolarımızı çektik, çimlerde uzandık ama elimizde kolajlarda kullandığım üç resim kaldı. Çok şükür ki her geziden sonra bir kolaj çalışıyormuşum yoksa buna da güle güle diyecektim sanırım.







Vee trene bindik Roma yolcusu kalmasın....

Unutmadan...

Floransa Travel Guide

ve bir de elbet yakınlarınızda olacak ;

Pisa Travel Guide

Tren ile Ulaşım


Floransa 2017...2. Kez Floransa....


Floransa  ya ilk gidişimizde çok güzel bir tur olmuştu ama ancak gitmeden elde ettiğimiz bilgilerle şehri geze bilmiştik. Şimdi daha ayrıntılı belki de anlayarak tekrar gitmek daha güzel oldu. Hem hafta sonu bu güzel havayı değerlendirmiş olduk. Şehre varıp da arabayı otoparka bırakınca ilk iş geçen seferden bayıldığımız o aile restoranına gidip yemek yemek istedik.  Daha önceki yazıda belirttiğimiz ve bayıldığımız o restoran biraz büyümüş ve o şeker halini kaybetmiş. Ya da anılarımızdan aklımızda kalanlar beklentimizi arttırdı pek lezzetli gelmedi bu sefer. Ve büyüme etkisi ile epey kalabalık.

Ancak yemeği beklediğimiz 40 dakika boyunca elimizde şehir haritası nasıl bir rota çizelim diye düşünürken bisikletli şehir turunu bulduk. 2 saat sürüyor ve tüm şehri bisikletle ve bir rehberle geziyorsunuz. Bizimkileri bu ekibe dahil ettik ve tabii ben mümkün değil şehir kalabalığında bu işi yapabilmem, elimde fotoğraf makinem şehri kendi başıma turladım. Birçok yer tanıdık elbet , unutmamışım şehri ve tabii blok yazmak için tekrar edince de aklıma iyice yerleşmiş sanırım. Zaten Dom un önündeki meydanda şöyle 15 dakika dursanız etrafınızdaki rehberlerden dilini anladığınız birine yakın durun tüm tarihi hikayeleri öğrenebilirsiniz.

Ponte Vecchio yani eski köprü üzerinde yürürken meşhur dondurmacıda kuyruk olduğunu gördüm ve tekrar ediyorum tadını beğenmediğim son derece pahalı bu yerin özelliğini hala anlamadım. Şehir inanılmaz kalabalık. ama enteresan olan köprü üzerindeki marka mağazalara bakan insan sayısı köprünün ve etrafın tadını çıkarmak isteyenlerden az. Enteresan...





2 Saatlik turlarını 3 saati aşkın bir süre sonunda tamamlayan bizimkiler  merkeze döndüler ve çok hayran kaldıkları Brezilyalı rehberleri ile tanıştırdılar. Rehberdeki enerji muhteşem.  Bu gezinin tanıtımını paylaşıyorum ki elinizin altında olsun. Tarih bilgisi coşmuş oğlum bile dinlediklerinden zevk alıyorsa sanırım çok iyi olduğunu söylemek gerek.

http://www.florencetours.work/tours/

Edindiğim  bir başka bilgiyi paylaşıyorum. Meşhur eski köprü olan Ponte Vecchio daki heykel, Signoria meydanındaki Medusa heykelinin eser sahibi. Heykeldeki adam elindeki Medusa kafası ile betimlenmiş. Enteresan olan heykele arkadan baktığınızda saçları ile betimlenmiş bir başka yüz olduğunu görebilirsiniz." Benim arkamdan iş çeviremezsiniz ben her yeri görürüm." anlamına geliyormuş.

Bir de Dom meydanında kulenin yanında yerde beyaz bir işaret var. Bu işaret kule yapımı aşamasında kuleden düşerek ölen birini hatırlamak için konmuş.



İlk günün sonunda güneşin batışını izlemek için Michelangelo tepesine çıktık. Ancak güneşin batış saatini kontrol edin ve en az yarım saat önce orada olun. Çünkü yaklaşık 20 dakika kadar önce dağların arkasında kalıyor ve güzelliği kaçırabiliyorsunuz. Zaten biz tepeye çıkarken aşağı yönelen onca kalabalığı gördüğümüzde bir şeyler anlamıştık ama....

Geri dönüş yolunda tripadviser sayesinde bir restoran keşfettik. Malum hafta sonları İtalya da kapıdan girip masa bulmak zordur ama biz şansımıza masa bulduk. Sanırım İtalyanlar akşam yemeğine 9 dan sonra oturuyor ki bu da bize yaradı... Ancak bu retoran bir daha yolum düşerse asla başka yer aramayacağım bir nokta. Sanırım hayatımda yediğim en güzel cheesecake muhteşem sunumuyla burada. Ne yesek diye düşünürken nereden geldiğimizi soran kişi Türk olduğumuzu duyunca bize türkçe olarak " Buradaki her şey çok güzel." dedi. Bu bile çok sıcak geldi bize.

LA BUCHETTA RESTORANT





Ertesi gün planımız Uffizi yi gezmek. Herhangi bir şekilde bilet sırasına girerseniz en az 1.5 saat beklersiniz hazırlıklı olun. Kapının hemen önünde rehberli turlara kayıt alıyorlar. Biz de böyle bir tura kayıt olduk. Saat 11 e kayıt olduk ancak binaya girişimiz 12 yi buldu. Rezervasyon ile beraber bile 1 saat bekledik diyebilirim. Şu an ayrıntıları hatırlayamasam da resimlere boş bakmak yerine rehber yardımı ile bakmak çok daha zevkli.

Mesela üstteki kolajda sağ üstte bulunan resim Michelangelo tarafından yapılan aşınabilir tek resim. Bu şekilde resim yapmayı sevmezmiş ama resimdeki renkler ve ışık harika. Ayrıca çerçeveyi de kendi tasarlamış ve çerçevedeki insanlar  resme doğru bakıyor.

Zamanında ressamlar kendilerinden resim isteyen nüfuzlu ailelerin önemli kişilerini de resimlerine koyarlarmış . Kimi zaman da dönemin dini liderleri olabilirmiş resimlerde.

Mesela Da Vinci nin bir çalışması var müzede hatta aşamalar da bulunuyor ve resme baktığınızda aslında aynı rengin bazı noktalarda ton değişimi ile resim yaptığını görüyor, üç boyuta hayran kalabiliyorsunuz.

Mesela resimlerde ilk başlarda perspektif kullanılmazmış. Bir resim var ki yeni doğan bebek devasa boyutlarda annenin kucağında ama etraftaki insanlar neredeyse bebekten küçük. Belli ki yeni doğan bebek için yapılmış ki bebek büyük.

Ya da yukarıdaki kolajda çerçevenin ucunda gözüken adamın yanında bir ayak duruyor. Anlatılana göre ressamın resim bitmeden öldüğü için resim yarım kalmış.

Ya da Caravaggio resimlerinin genelde çok koyu renklerden oluştuğu ama içinde ışık kaynağı varmış gibi yüzlerde aydınlanma görebileceğiniz gibi ayrıntılar bu geziden aklımda kalanlar.

Uffizi italyanca ofisler demek. Zaten Medici ailesinin ofisleri burası olduğu için bu ismi almış durumda. Medici de italyanca doktor anlamına geliyor. Aslen ailede hiç doktor yok ancak aile bu ismi saygınlık kazanmak için almış. Şehrin her yerinde bir bankacı amblemi var bu da Medicilerin amblemi. Zaten bankacılık yapmışlar. Ailenin son üyelerinin çocukları olmayınca ailede yaşayan son bayan üye tüm mal varlığını Floransa yönetimine bağışlamış. Aile hakkında ayrıntılı bilgi  isterseniz burayı tıklayın

Uffizi Müzesi ana sayfası için, tıklayın

Uffizi gezisi sonrası bir şeyler atıştırıp dönüşe geçtik. Size şimdiden iyi gezler....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALBA...İTALYA KASABALARI-4-

IVREA PORTAKAL FESTİVALİ Şubat 2017

MİLANO...Bir Çok Kez...