ROMA NİSAN 2014

Açık hava müzesi gezmek istiyorsanız Floransadan sonraki şehirlerden biridir Roma. İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulmuş bir şehir. Heryerde olduğu gibi en gezilesi dönem bahar ayları. Biz Floransa dan hızlı trenle geldik Roma ya çok da kolay oldu. Ancak belirtmek gerek trene binerken biletlerinizi istasyonlardaki makinelere okutturmanız gerekebiliyor bazı özel koltuk numaralı aldıklarınız hariç. Muhakkak bir görevliye bunu sorun istasyonda. Çünkü bunu yapmazsanız ciddi cezalar yenebiliyor.

Roma da gezerken sıra beklememek için Roma Pass almanız gerekiyormuş biz almadığımız için nasıl alınacağını bilmiyorum ancak yazı sonunda bir link koyacağım sanırım o tüm sorulara cevap verebilecektir.

Bir de otobüs ve metro bilgisi paylaşamam çünkü biz hep yürürüz şehirde ki bu tatil de böyle. Yürümek şehri keşfetmek için en ideal yol bence...

Gezilecek çok yer var, hadi başlayalım...

Kolezyum...Flavianus Amfiteatr

colesseum 360'

Ms. 72 yılında imparator Vespasian tarafından yapımına başlanmış ve ms. 80 yılında imparator Titus tarafından açılmış. Gladyatör filmlerinden tanıdığımız bu mekan 450 yıl kadar gladyatör savaşlarına, hayvanlar arası savaşlara hatta idamlara sahne olmuş. Alt katlarında ilginç yerler var ancak geziye açık değil. Biraz sıra bekleniyor ama sırada kaynama olmuyor görevliler muhakkak müdahale ediyorlar. Amerikalı 2 genç kız direk öne yanaştılar bir kaç kişi arkadan ve görevli onları sıradan çıkarıp en sona koydu.



55000 kişilik bir kapasitesi olan 80 kapılı bir alan. İzleyicilerin yerleri zamanında sınıflandırılmış kimin nerede oturacağı belli. Sınıf ayrımı o zamanlarda da varmış yani.
O kadar çok insan orada öldürülmüş ki açılışında bile binlerce insanın ve hayvanın katledildiği belirtiliyor.
Antik Roma eseri bunu tam daire şeklindeki yapısından anlayabiliyorsunuz. Antik Yunan eserleri genelde yarım daire ve sahneden oluşuyor. Bir zamanlar dış cephesi mermerlerle kaplıymış tabii bugün bundan eser yok. Kendi haline terk edildiği dönemde epey bir yağmalanmış ama yine çok haşmetli bir yapı.

Roma Forumu




Mö. 5. yy dan Ms. 5. yy. a kadar çok önemli yapıların dikildiği bir alan burası. Her tarafından şu an ot bittiğini göreceksiniz. Birden çok Tak a ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en büyük arkeoloji alanı şu an. Siyaset, ticaret ve hukuk sisteminin merkeziymiş buralar bir zamanlar. Şu an yıkıntılarla dolu. Bir zamanlar çok canlı bir merkez olduğuna inanmak çok zor.


Ms.  91 yılında imparatorun kardeşi Titus ve babasının Yahuda da kazandığı zafer anısına yapılmış Titus Zafer Takı da burada. Anlayacağınız birçok Tak görebilirsiniz burada. Üzerindeki kabartmalarda Kudüs ü yağmalayanların ve elinde 7 kollu şamdan taşıyan askerlerin görüntüleri var.




İlk hiristiyan imparator Constantinus un İmparator Maxentiusa karşı kazandığı zafere adanan ve ms. 315 yılında yapılan Constantınus Zafer  Takı burada. Bu zafer takını da diğerlerinden ayıran en önemli özellik tak üzerinde bulunan eserlerin başka yerlerden sökülerek buraya monte edilmesidir.



Forumun içinde gezerken bir tepe göreceksiniz ama o kadar da dağ gibi değil. Yaklaşık 40-45 metre kadar yukarıda bu yer. Buraya Palatino Tepesi deniyor.En eski yapılar da bu tepede bulunmaktadır.


Vatikan...





Roma da bulunan son derece zengin ve dünyanın en küçük ülkesi. Katolik Mezhebinin merkezi burası. Papa hem bu mezhebin ruhani başkanı hem de bu devlet in  başkanı. Papanın sözleri burada yasa kabul ediliyor. 100 kadar İsviçreli asker tarafından korunuyor, askerlerin katolik olması ana şart elbette. Üstelik askerler Michelangelo nun dizayn ettiği kostümleri giyiyorlar. Kendine ait bir bayrağı var. Pazar günleri 12 gibi Papa konuşma yapıyormuş bu arada çok kalabalık ancak giriş için bu dönemde kıyafet şartı var. Yani öyle askılı bluz veya şort ile alana giremezsiniz.


Peki Vatikan nasıl gezilir. Gelelim bu mevzuya çünkü biz internetten saatli  rezervasyon yapıp bilet almış olmamıza rağmen 40 dakika kadar kuyruk bekledik kapıda. Ancak belirtmeliyim girecekseniz internet üzerinden bilet alın. Çünkü tüm vatikan duvarlarının çevresi neredeyse 2 tur dönüyordu bilet kuyruğunda yani sıraya girmeye kalkarsanız burada en az 1000 kişi beklersiniz bilginiz olsun. Roma Pass burada geçiyor mu bilmiyorum ama rezervasyon bile 40 dakika beklediğine göre onun da en az 2 saati vardır bence.



Bu kadar boş değildi elbet.
Resim çekebildim mi onu dahi hatırlayamıyorum ancak elimde hiç Vatikan fotosu yok.
İnternet virüsü sağolsun

Bir de içer,de öyle rahat rahat geze bileceğinizi düşünmeyin. Bana gezerken yerlerdeki güzellikleri de görün demişlerdi ama ben ancak tavanı izleyebildim. Etrafınıza bakmanız bile çok rahat değil. O  yüzden Nisan bile boş değil bilginiz olsun. Bir de yanınızda çocuğunuz varsa öyle aradan çıkıyım vazgeçtim deme şansınızın olmadığı bir tur bu. Bahçelere açılan kapılar var çıkıp hava alın arada. Tur bitmeden çıkamazsınız.Ancak dünyanın en zengin ve değerli eserlerine ev sahipliği yapmakta Vatikan. İçeri girdiğime en mutlu olduğum yer Sistine Şapelini görmek oldu. Bunun için içeri girmiş olmanız gerekli çünkü ruhu olan bir mekan olduğunu söyleyebilirim hissedebiliyorsunuz. Bir de eserler tavanda olunca gözlemlemek de mümkün. Sistine Şapeli Vatikan gezisinin son durağı burası.
Papalık seçimleri de bu şapelde yapılır. Tüm duvarlar tavan fresklerle dolu. Ama bunlarda en meşhuru Michelangelo nun Adem in yaratılışını resmettiği fresk. Tabii bir de tavanda en ortada Kıyamet Günü freski var ki o  da Michelangeloya ait. Bu       sistine şapel       içini görebilirsiniz....

Adem in doğuşu...Michelangelo

Sistine Şapel Tavanı

Kıyamet Günü...Michelangelo
Sanat konusunda bayıldığım bir blog var paylaşmak isterim . Çünkü bu resimlere bakmaktan ziyade anlamak gerek...

SANATA BAŞLA

Ama Vatikanın içine girmek istemezseniz San Pietro Bazilikasını ve ana meydanını bilet almadan da gezebiliyorsunuz. Belirteyim çok değil yani Vatikan kuyruğundan sonra minicik geldi bazilika önünde de bir kuyruk var. San Pietro Hz. İsa nın 12 havarisinden biri ve ayrıca ilk Papa.  İmparator Constantine tarafından Saint Peter in şehit olduğu yerde yapılmıştır. Dünyanın en büyük kilisesi ki zaten o da Vatikan da olmasa şaşardım. Mimari olarak da Papa nın insanlığı kucaklaması tasvir edilmiş. Kubbe planını Michelangelo yapmış ama tamamlayamamış, tamamlamak Giacomo ya kalmış.



Vatikan dan çıkınca soluklanayım bir şeyler atıştırayım derseniz etraf cafe ve restoran dolu. Ama çok şey beklemeyin çünkü onlarda sizin soluklanacak yere ihtiyacınız olduğunu bildiklerinden hem tuzlu hem de güzel değil. Üstelik full.

Castel Sant Angelo 


Enerjinizi topladıysanız Vatikan sınırları içerisinde olmayan ama aslen Vatikan malı kabul edilen kaleye doğru ilerleyin. Tiber nehri yakınlarında. Hatta kaleye gitmek için köprüyü geçmeden hemen nehrin yanındaki duvarlarda ağaç altında dinlenin derim. Hafif esinti insanı kendine getiriyor ve biraz önceki kalabalıktan sonra daha sakin bir nokta.
Biraz dinlendikten sonra meşhur Hadrian köprüsü üzerinden kaleye geçebilirsiniz. Köprü üzerindeki heykellerle ve arkasındaki kalenin görüntüsü ile muhteşem. Kale imparator Hadrian için Roma da yapılmış bir kaledir. Aslen öncelikle mozole olarak yapılmış ama daha sonraki ilavelerle kaleye dönüştürülmüş. İsmini Papa  Gregorius un Melek Mikaili görmesinden alıyor. Şehirde karmaşa olduğunda Papaların saklandıkları bir yer  burası. Vatikanla arasında bir gizli tünel varmış bu tünele  Vatikan Koridoru adı veriliyor. Kale aynı zamanda hem Papa nın evi hem de hapishane olarak kullanılıyor. Hatta Fatih Sultan Mehmet in oğlu Cem Sultan burada hapis yatanlardan. Burada epey mahkemeler olmuş, idamlar yapılmış. Kale üzerinde yer alan Melek Terasındaki Bronz Melek Heykeli 18. yy da Heykeltıraş Verschaffelt tarafından yapılmış.  İlk günde bu kadar yer gezebilirseniz kendinizi şanslı saymalısınız.

İspanyol Merdivenleri

Daha çok gençlerin buluşma noktası olarak kullanılan bu alanda her daim merdivenlerde oturan birilerini görebilirsiniz. Avrupa nın en geniş ve en uzun merdivenleri olarak kayıt altında. 138 basamaktan oluşuyor ve 1725 yılında yapılmış.Merdivenlerin çok temiz olmadığını öncelikle  belirtiyim. Kokan noktaları dahi var. Merdivenlerin İspanyollarla hiç bir alakası yok sadece İspanyol konsolosluğu o meydanda diye bu isim verilmiş. Meydanda ve bu meydana çıkan yollar butiklerle ve mağazalarla  dolu.  Merdivenleri çıkınca yukarıda bir kilise var, Trinita dei Monti Kilisesi. Benim en çok dikkatimi çeken kocaman haç işaretinin her tarafının örümcek bağlamış olması oldu. Bir de Hz. İsa heykelinin leş gibi oluşu. Merdivenlerin peşinden burasını görünce ne pis bu insanlar dedim.
Merdivenleri inince  Bernini   tarafından yapılmış bir çeme var batık tekne görünümünde. Ancak tadilat olduğundan biz Fontata Della Barcaccia  yı göremedik. Meydanın bir tarafında da bir dikilitaş var.

Panteon... Tanrıların Tapınağı



MÖ 27  yılından kalma Antik Roma ya ait belki de en iyi korunmuş tapınaktır Panteon. Daha sonra 7. yy da kiliseye çevrilmiştir. Tapınağı enteresan yapan kubbesi ve bu kubbedeki deliktir. Kubbesi 43.5 metre çapı ile dünyanın en büyük kubbesi rekorunu taşır. Tepedeki 9 m  çapındaki delik ki buna göz anlamına gelen OCULUS adı verilir. Bu delikten içeri giren güneş tapınağın duvarlarındaki oyukları dairesel olarak yavaş yavaş aydınlatır. Bu oyuklardan her birinde bir tanrının temsili var.Hatta yağmur suları içeri buradan girer. Zaten bu nedenle yerdeki mermer zeminde delikler vardır suyun dışarı atılabilmesi için. Bu gözün çeşitli yorumları vardır.Efsaneye göre şeytanların bu deliklerden göğe çıkıp kayboldukları hatta başka bir efsaneye göre de gökte yaşayan tanrıların duaları bu delik sayesinde daha çabuk kabul ettikleri düşünülüyor.  Artık size hangisi hoş görünürse..

Burada Raffaello ve İtalyanın ilk Krallarının mezarları olan şapeller bulunmakta.
Kapıda latince bir yazı var ve yazının üstünde de bazı figürler. Bu figürler Titanların savaşlarını simgeliyorlar. Latince harflerle yazılan yazı ise Marcus Agrippa ya ithaf edilmiştir.

Novana Meydanı


Bu meydan benim en sevdiğim oldu. Müzisyenler bir tarafta birbirine karışmayan akustik müzikler yapıyorlar, bir tarafta ressamlar sanatını sergiliyor. Başka bir yerde sprey boyalarla eğlenceli gösteriler. Arkanızda Bozonini tarafından yapılan Sant' Agnese in Agore kilisesi, bir tarafınızda meşhur Bernini nin meşhur Dört Nehir Çeşmesi.


Çeşme 1651 yılında yapılmış, dört kıtanın dört nehrinin dört tanrısını simgeliyor.
GANJ...ASYA...arkasına yaslanmış dinlenir vaziyette....
TUNA...AVRUPA...Dikilitaşa doğru eğilmiş.
RİO DE LA PLATA...AMERİKA...zenciye benzer  olan kel kafalı heykel
NİL..AFRİKA.....başı yok gibi çünkü heykel yapılırken Nil in kaynağı bilinmiyormuş.


Piazza Venezia.. Venedik Meydanı



Vatikana yakın bir meydan Birleşmiş İtalya nın ilk kralı 2. Vittorio Emanuella tarafından italyanın birleşmesi an ısına yapılmıştır. Vittorio Emanuelle heykeli buradadır. Çok büyük görkenmli bir meydan burası...

Trevi Çeşmesi



Aslen çeşme evin sahibinin kendi zevkine göre üç yolun birleşmesinden  Trevi Çeşmesi adını almış bir yapı. Yani aşk ile alakası yok ancak biz Aşk Çeşmesi olarak biliyoruz. Oraya gidenler eğer  çeşmeye sırtlarını dönerek sağ elleri ile sol omuzları üzerinden bu çeşmeye para atarlarsa Roma ya bir kez daha gelirlermiş bir de dilekleri kabul olurmuş. Yoğun turistik dönemlerde çeşmeden günde birkaç bin euro para topladıkları söyleniyor. Topluyorlardır sıra bekliyorsunuz resmen. Biz açıkçası euro atmadık yanımızda kuruşlar getirmiştik onları attık bolca. Bir daha da gitmedik ama Torino da yaşıyoruz galiba yanlış omuzdan falan attık.



Deniz tanrısı Poseidon araba kullanırken görülüyor çeşmede. Ortada deniz tanrısı Neptün, Sağda sağlık tanrısı Salus, solda bereket tanrısı Ceres bulunmakta. Bir de mevsimleri simgeleyen heykeller var.

Aşk çeşmesi yakınlarındaki bir sokakta meşhur Giolitti dondurmasını tatmak gerekir diye kuyruk bekledik. O kadar tanıdık geldi ki isim araştıramamıştım da ama nereden hatırladığımı çok sonra buldum. İstanbul da arkadaşımla yemiştik biz. Ama o kadar sıra bekleyince alıp denemek gerek di mi!!

Piazza Del Popolo....




Aşk çeşmesi ve İspanyol merdivenlerine yakın bir meydandır. Ortasında büyük bir dikilitaş ve bir tarafında da çeşme olan bir meydan. Meydan adını Santa Maria Del Popolo Kilisesinden alıyor.




Piazza Della Republica

Başka bir meydan daha. Daha önce de dediğim gibi burası meydanı bol bir açıkhava müzesi ve sokaklar arasında yürürseniz çok güzel fotolar yakalarsınız kesinlikle. 

Romanın ünlü meydanlarından olan Republica yani Cumhuriyet meydanı yarım daire şeklinde ve ortasında Su perileri çeşmesi bulunan bir meydandır. Unutmadan Roma da gördüğünüz devasa çeşmeler değil de sokak arasında bulunan tüm çeşmelerden içme suyu akar.



Küçük Not: Sokaklar arasında gezindikçe dinlenebilmek için bol ağaç altı gölgelikler, enteresan kafeler ve binalar göreceksiniz. Yürüyün derim. İyi geziler...




Unutmadan...
Bu da size Roma daki tur yapanlardan bir rehber, şehir haritalarını burada bulabilirsiniz....




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALBA...İTALYA KASABALARI-4-

IVREA PORTAKAL FESTİVALİ Şubat 2017

MİLANO...Bir Çok Kez...