PRAG HAZİRAN 2015



Prag turu boyunca paylaştığım fotolarda göreceksiniz ki kafamız Prag da değildi. Turu programladığımızda Düsseldorf ta bir arkadaşın 50. yaş gününe katılmaya karar vermiş, bu gezinin öncesine Amsterdam peşine de Prag gezilerini eklemiştik. Ancak hiç düşünmediğimiz bir sürpriz oldu bizim plandan kısa bir süre sonra iş amaçlı İtalya ya yerleşmek gerekti. İşte bu gezi bedenimizin yollarda yürürken elimizde telefonla İstanbul   ile, İtalya ile gerekli evraklar yapılacak işler konusuna yoğunlaşmış halimizin özeti gibi. Ve zamanımız yoktu , turu iptal etmemek gibi bir delikanlılık da yapmıştık.

Prag Ortaçağ havasında bir kenttir hani müze diye bileceklerimizden. Ama Roma veya Floransa gibi daha çok heykellerle değil de binaları ile özeldir. UNESCO tarafından Dünya mirası kabul edilmiştir bu şehir. 1. Dünya savaşı sonunda Çekoslavakya olarak kurulmuş sonrasında 1993 de Çek cumhuriyeti olmuştur. Biz gittiğimizde böyleydi. Şu an yani temmuz 2016 dan beri adı Çekya.

Şehirde gezerken özellikle köprüden eski şehire geçip yürürken burnunuza muhteşem bir koku gelecek. Trdelnik dedikleri bir tatlıları bu. sanki milföy hamurunu sıcak boruya sarıp pişirmişsin gibi bir şey. İçine çukulata karamel artık ne isterseniz koyuyorlar üzerine de pudra şekeri. Sevdik mi çok değil. Bir tanesini üçümüz bitiremedik gerçekten çok tatlı. Ama belki beğenirsiniz kokusu muhteşem...

Bir de ufak bir hatırlatma yapıyım araştırıp da giderken bu konuda epey uyarı vardı. Döviz büroları komisyonsuz deyip komisyonla değişim yapıyor ve duvarda gördüğünüz parasal değerleri iyi kontrol edin satış mı alış mı diye. Sokakta çevirmeyin dolandırıla bilirsiniz  ama kart kullanmıyorsanız biraz kazık yiyebilirsiniz sokak alışverişlerini euro ile yaparsanız. Ancak çok turistik yerlerde euro ödeme  yapabiliyorsunuz.

Bir de çok enteresan gelmişti her 10 dükkandan biri ayak masajı yapan çekik gözlülere ait. Kapılar açı ve içeride o kadar çok insan oturmuş masaj yaptırıyor ki , işte orada euro geçiyor mesela. Işıklı tabelaları ile bence görüntüyü bozuyorlar ama çok popüler.

Prag Gezisine yardımcı...1
Prag Gezisine yardımcı ..2


Charles -Karl Köprüsü

357 yılında inşa edilmiş olan bu köprü Judith köprüsü yerine yapılmış. Hitler bile köprüye hayranlığından 2. Dünya savaşı sırasında bu köprünün zarar görmemesi emrini vermiş. 516 metre boyundaki bu köprü tek başına çok özel değildir aslında. Üzerinde buluna 30 kadar heykel sayesinde daha özel bir hal almaktadır.



Ancak bir de köprüyü geçerken karşı tarafta her daim müzik yapan insanlar sayesinde de eğlence tavan yapıyor. Ama belirtmek gerek köprüdekiler orjinal heykeller değil. Hepsi replikadır. Orjinaller nerede tabii ki müzede öyle bedavaya mı gezeceksiniz canım....


Şimdi sıra Kaleye çıkmak...


Prag Kalesi



9. yy da tepede yapılan Prag Kalesi bünyesinde barındırdıkları ile bir tam günde gezilebilecek bir yer ancak biz tam 1 gün geçirmedik orada. Şöyle bir şansınız var kaleye girdiğinizde bilet ofisi önünde duvarlarda asılı planlar var. O kadar çok yer var ki hangisini gezmek isterseniz oralar için bilet alıyorsunuz ve kale içinde sokaklarında gezip bilet aldığınız yerde barkod okutup girebiliyorsunuz o yüzden bilet fiyat bilgisi veremem. Biz oraya esas Altın yolda yürümek için gitmiştik. Bu nedenle sadece bu yolu, kale içindeki askeri müzeyi ( ki içinde işkence bölümleri var ve ona Beyaz Kale deniyor) ve katedrali görüp sokaklarda yürümek istedik. Zaten kafamız başka yerlerde olunca anca bu kadar odaklana bildik. Umarım siz daha çok tat alırsınız..




Premsyl hanedanının kalesi olan bu mekan, daha sonraları Roma Germen İmparatorluğunun merkezi olmuş. Günümüzde Cumhurbaşkanlığı ofisi olarak kullanılan kalenin birçok kısmı 16. yy da yenileme çalışmaları sonucu yapılmış.

Kale içinde görebilecekleriniz şunlar,
Aziz Vitus Katedrali
Eski Kraliyet Sarayı
Altın Yol ( Bence en güzeli )
Kale Bahçeleri
I. Ferdinand ın karısı Anne için yaptırdığı yaz bahçeleri
921 yılından kalma Aziz George Bazilikası
Ve işkence odaları olan enteresan Beyaz Kale


Aziz Vitus Katedrali

Katedral Sayfası...



Şehrin en önemli dini yapısıdır. Ve ben en sevdiğim olanlar gül pencereli olanlardan kendisi yani Gotik  yapıya sahip . 1344 yılında inşaası yapılmış, ancak 18. ve 19. yy larda ilaveler yapılmış. Prag kral ve kraliçelerinin taç giyme törenlerinin ev sahipliğini yaptığı gibi aynı zamana ebedi istirahatgahları olmuş. Hz Meryem in tasvir edildiği vitraylarla döşenmiş. Bu vitraylar Çek sanatçı Alfons Mucha nın eseri. İçerideki koro kısmı yapıldığı ilk dönemden kalma. Büyük kulede devasa bir Sigismund Çanı var ki bu hala insanlar tarafından çalınıyor.



Katedralde ayrıca 4. Charles ve dört karısının, Bohemya eski kralının mezarları var.

Altın Yol



Her şehirde muhakkak görülecekler listesinde bir katedral ya da bazilika en azından vardır.Elbet değerlidir, ayakta durur ,görmek gerekir ama bana göre bir şehirde görülmesi gereken yerler ,başka şehirlerde bulamayacağınız özellikte olanlardır. İşte altın yol böyle bir yer. Şirin küçük gezilmesi zevkli bir mekan bence kaçırılmaması gereken bir ortam. Kiminin kapıları camla kapatılmış içerisi hala eski dönemlerdeki gibi döşeli, kimi hediyelik eşya dükkanı ve kimi de içinde gezebileceğiniz bir müze.

Burası ismini 17.yy da  buradaki dükkanlarda çalışan kuyumculardan alıyormuş. Çek yazar Kafka buradaki 22 numaralı evde yaşamış. 19. yy da burada çok fazla  gecekondu oluşmuş ama sonra temizlenip müze haline getirilmiş.


Aziz George Bazilikası

Ms. 921 yılında yapılmış. İkiz kuleleri ile dikkat çeken bir yapı burası. Ve tabii ki kıpkırmızı rengi ile.Ayrıca Bazilika şu an dini amaçlarla kullanılmıyor müze olarak hizmet veriyor. Bu nedenle de çok kuyruk var önünde.




Eski Kraliyet Sarayı

Kraliyet sarayı da buradaki en eski yapılardandır. 9.yy da yapılmıştır. Bohemya kral ve kraliçelerinin ikametgahı olan saray günümüzde  başbakanların göreve başlama ve resmi ziyaretlerin yeri olarak kullanılmaktadır.

Sarayın hemen yakınında ise Bohemya Şansölye binası var. Burası da I. Ferdinand ın hizmetindeki iki katolik yöneticinin Protestan asilzadeleri tarafından camdan atılması ile meşhur mekandır.



Eski Kent Meydanı

Bu meydan tarihte taç giyme törenlerine ev sahipliği yaptığı gibi idamlara da tanık oluştur. 1422 yılında Praglıların lideri olan Jan Zelivsky burada idam edilmiştir.

Meydanda gezerken fark etmeden atlamayın sakın. Çekya nın üzerinde olduğu meridyen buradan geçiyor. Ne tesadüf di mi???

İmparator Matthias'a  karşı gelen  27 lider bu meydanda acımasızca idam edilmiş. Eski şehir belediye binasında 27 hac bulunmaktadır ve bu durumu temsil eder. Her yıl 21 Haziranda  bu 27 kişinin ruhunun bu meydana geldiğine inanılır.


Bu meydanda bir anıt bulunmaktadır. Jan Hus Anıtı. Anıtın altında;
" Gerçek er ya da geç ortaya çıkacaktır" yazmaktadır. Dinsel reformcu ve Çek kahramanıdır ve ölümünün 500. yılında 1915 de açılmıştır. Hus figürü "inançları uğruna can vermekten çekinmeyen " insanları simgeler. Anıtta protestanlık ve ulusal uyanış betimlenir.



Meydanda Prag için sembol haline gelmiş olan Astronomik Saat Kulesi bulunmaktadır. Dünyanın en eski çalışan saati olarak 1410 yılından beri ayaktadır. 12 saat dilimi ve 12 burç göstermektedir.Saatteki enteresan çizimde  merkezde dünya ve etrafında şafak saati,gece yarısı,doğu ve batı anlamına gelen kelimeler latince olarak bulunmaktadır.Üzerinde bulunan 3 halka 3 ayrı zamanı gösterir. ilki Çek  zamanını, ikinci Avrupa zamanını ve üçüncü ise Babil zamanını gösterir. Her saat başında animasyonlu bir gösteri vardır. 4 farklı figür açılan pencerelerden kendini gösterir.
Elinde ayna ile geçen KİBİR, altın kasesi ile geçen AÇGÖZLÜLÜK, iskelet ise ÖLÜM, son mandolin çalan ise EĞLENCE. Eğlenceyi temsil eden figür bir Osmanlı , neden acaba???

Bu saati 15. yy da yapmış usta Hanus. Ancak o kadar ilgi toplar ki nasıl yapıldığı merak konusu olur. Hanus kimseye söylemez ancak imparator işini garantiye alır Hanusun gözlerini dağlar. Hanus da öc almak ister ve saat bozulsun diye kendini mekanizmaya atarak intihar eder. Bu nedenle saat bir dönem bozuk olarak kalmış daha sonra başka bir usta tarafından tamir edilmiş. Bu ustanın akibetini bilmiyorum ama imparator akıllanmıştır herhalde...


Bu meydanda bir de ST. Nicholas Kilisesi var ama biraz daha kenarda. Kilise içinde bulunduğu meydanı ikiye böler ve iki tarafa da hakim bir yapısı vardır. Mozart burada org çalmış zamanında. Kubbesine çıkıp şehri izlemek mümkünmüş ancak ben çıkmadım. Charles Köprüsünün dibindeki kule benim için yeterliydi.



Ve son olarak arkada saklanıp kalan Tyn Kilisesi. Ancak ne kadar arkada da olsa siyah ve altının bu kadar gösterişli sunumu sizin dikkatinizi ilk çekenlerden olacaktır aslında. Cizvitlerin Altın Kadehi eritip Madonna figürü yapmaları ile tanınırlar.


Bir iki yer daha var gözünüz sokaklarda takılmaz ise başka binalara. Öncelikle "Dans Eden Evler" adı altında enteresan yapılardan sayılan bir bina var Prag da. Öyle bir görüntü veriyor ama bu kadar güzel yapı içinde bana çok da çekici gelmedi. Acıdığım sahil boyunca epey yürüyerek evi görmeye gittiğimiz oldu.



Sonra bir de Eyfel in kardeşi olduğu söylenen bir yapı daha var."Petrin Kulesi" . Yani bence tarihi yapılarla dolu bir şehir için demir yığını ama kulenin olduğu tepeye çıktık. Öncelikle çok güzel bir parktan çıkıyorsunuz ki bu parkın içinde aynı zamanda "Komunizm Kurbanları Anıtı" nı görebilirsiniz. Aşağıdaki kolajda Tayfun anıttaki heykeller ile aynı pozu veriyor. Bu heykeller buraya 2002 yılında dikilmiş.


Tepeye doğru çıkarken isterseniz finüküler kullanabilirsiniz. Ama dikkat biletler gidiş geliş alınırsa süre kısıtlaması var. Dikkat etmez de süreyi geçirirseniz ekstra ceza ödersiniz. O yüzden aman dikkat. Bu kulenin bulunduğu tepede bir değişik aynaların olduğu bir alan da bulduk. Artık dönemlik mi rastladık hep mi orada olurlar bilemem ama eğlenceli.

Sonra ne yapın yürüyün sokaklarda. En güzeli....


Pragda da bir Balmumu müzesi var zaten muhakkak görürsünüz yani hiç yoksa şehri gezerken 3 kere önünden geçersiniz . Neden uzatıyorum cadde adını hatırlamıyorum çünkü. Ancak bi z Amsterdam da daha 2 gün önce girince sadece Charlie Chaplin e saygımızı belirtip gezinmeye devam ettik. Bu arada Charlie Chaplin in evinin müzeye dönüşmüş halini İsviçre de gezmeniz gerek. Muhakkak...



Nehir kenarındaki parkı dinlenmek için tavsiye edebilirim serin de oluyor.
Gelelim nerede yedik hatırladığım 2 yer var. Birincisi Astronomik saatin hemen önündeki Cafe restoran tarzı yerler. Ama enteresan komikler. Makarna sipariş etmek istedik ama sade olsun dedik. Bize dediler ki sadece sos koyup getirebiliriz. Sosun parasını öderiz ama sos istemiyoruz dediğimizde aldığımız cevap enteresandı. "Menüde sade yazmıyor sos koymadan getiremem". Ama Charles köprüsünden karşıya geçerken aşağıda nehir yanında çok şirin restoranlar var. Hepsi tavsiyem ...

Şimdiden size iyi gezmeler...

Biz yorgun, bitkin, enerjimizi tüketmiş dönüyoruz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALBA...İTALYA KASABALARI-4-

IVREA PORTAKAL FESTİVALİ Şubat 2017

MİLANO...Bir Çok Kez...