YUNAN ADALARI TURU... HAZİRAN 2013


İzmir den Hareket....

Gemi ile adalar turu yapma fikri benden değil de çekirdek ailemin diğer üyelerinden geldi. Efendim 2008 de karadenizli bir kaptan sayesinde fırtınada denizde kalan,  o gemide saatlerce sallanan biri olarak benim çok tercih edebileceğim bir tatil değildi. Ama çoooook güzeldi. Yalnız küçük bir hatırlatma. En uygun odalar camsız olanlar. Ben malumunuz minik olsun camı olsun dedim 240 euro fark ödedik minicik cama 3 kişilik odada.Ancak camın önüne koydukları acil durum filikaları yüzünden hiç birşey görmedim, aslında yol boyu camı açma ihtiyacı bile duymadım. Olan parama oldu o yüzden bilginiz olsun...

Öncelikle araba ile İzmir e bir yolculuk yaptık ve oradan gemiye ve odalarımıza yerleştik, pardon kamaralarımıza. Eşyalarımız odalara gitti ve gemi kalkmadan acil bir durumda neler yapmamız gerektiğini anlatan bir eğitim aldık , mini bir tatbikat yaptık. Türküz biz tabii bu arada bile selfi çektik. 





İlk durağımız Rodos oldu. Gemide öncelikle ofis gibi bir masa kuruyorlar ve siz de bu masada turlara kayıt yapıyorsunuz. Daha sonra limana yanaştığınızda ana salonda toplaşıyorsunuz. Her rehber elindeki kişi listesini okuyarak  kaç numaralı grupta olduğunuzu belirliyor. Biz ilk günden Vasili isminde bir rehberle yola çıktık. O kadar bayıldık ki her gün özellikle onun ekipte olmak için konuştuk ve sürekli onunla gezi yaptık. Tarih bilgisi var hem de fena ama esas olan o ses tonu ile anlattıklarını dinlerken otobüste uyusanız da uyandığınızda dinlemiş oluyorsunuz. Seslendirme de yapabilir yani...

Eğer direk limana yanaşamıyorsa gemi küçük teknemsi yapılarl sahile taşıyorlar sizi.

Rodos 


Rodos da 3 adet liman bulunuyor bunlardan biri bizimki gibi Cruise gemilerinin yanaştığı Akantia Limanı. Bir başkası ise şu anda yerinde Agias Nikolaus Fenerinin bulunduğu Mandraki Limanı. Bir zamanlar bu limanda kocaman bir Rodos heykeli bulunurmuş. Sonuncusu ise feribotlarla şehre gelenlerin iniş yaptğı başka bir liman .



Bir zamanlar şehrin girişinde olduğuna inanılan Rodos Heykeli yani Kolossos  bu. Dünyanın yedi harikasından biri olan bu heykelin 32 metre yüksekliğinde olduğuna ve ancak 12 yıl gibi bir süreçte dökülerek yapıldığına inanılıyor. Büyük bir depremde yıkıldığı hatta asırlarca da yan yatmış halde yaşadığına inanılıyor.Limana gelen gemiler  bacaklarının arasından geçerek şehre girebiliyorlarmış.




Şehrin etrafında gördüğünüz kale ve içindeki eski şehir St. Jean Şövalyeleri diğer bir ismi ile Rodos-Malta Şövalyeleri tarafından yapılmıştır.

Bugün aldığımız tur şehir turu. İsterseniz sahil turu da alabilirsiniz, farklı isteklere göre turlar var.
Önce Athena Tapınağı gezilecek, Lindos gezilecek.  Athena Tapınağı; Büyük İskender, Truvalı Helen ve Herakles 'in de ziyaret ettiği rivayet edilen İ.Ö. 4. yy. dan kalma bir tapınaktır.  Lindos ise adanın merkezden sonra en çok ziyaret edilen noktasıdır. Burada Haçlı Kalesi ve Acroplois i görebilirsiniz. Manzarası nefis bir nokta burası .

Şehre geldiğinizde Üstadlar Sarayı nı gezebilirsiniz. Biz Sarayı gezemedik ama zaten şehrin havasını solumak daha çekici geldi bize. St. Jean Şövalyeleri (aslen tarikatı) , ilk Haçlı Seferi nden sonra askeri bir teşkilat haline geliyor. 1291 de  Kudüs düştüğünde Kıbrıs a sığınıp sonra Rodos u satın alıp buraya yerleşmişler. Bu Şövalyeler Sokağındaki evler birbirine içerden gizli tünellerle bağlı. Hatta bu evlerin sonundaki saraya içerden ulaşıp güvenliğin sağlanması kolaylaştıran gizli geçitlerde mevcut yani hepsi birbirine bağlı . Aslında bu şövalyeler 7 ayrı milletten kurulan bir askeri birlik. Şu an sokaktaki tüm evler bakımlı çünkü bu 7 ayrı millet kendilerine ait evlerin restorasyonunu yapmış.




Buradan aşağı doğru gittiğinizde Hipokrat Meydanına geliyorsunuz. Burası aslen geceleri daha güzel olurmuş ancak bizim öyle bir şansımız olmadı.Meydandaki şövalyelerin sokağının sonundaki tarihi bina şövalyelerin mahkeme salonuymuş.

Şehri gezerken Osmanlıya ait Muhteşem Süleyman Camii, İbrahim Paşa Camii ve çeşmeleri görebilirsiniz. Ancak bizler içeri giremedik ve hatta biz gezerken bahçeden baktığımızda çok da bakımlı değillerdi. 1522 yılında Osmanlı hakimiyetine girerek 400 yıl kadar bu yönetimde kalan bir noktadaki Osmanlı eserlerini bu halde görmek beni üzdü umarım şu an başka şekildedir.



Artık dönüş vakti. Yarına kadar gemide dinleniyoruz....
Yarın biraz deniz keyfi yapacağız Mikanos ta....


Mikanos....

Bugün tur olarak bize söylenen plajlardan hangisine gidelim dedik en güzel sahili nedir diye bir grup insan sorduk. Denizi en güzel sahil Elia Beach miş. Gittik deniz şahaneymiş gerçekten ona bayıldık ancak biraz bize göre değilmiş. Şöyle söyliyim plajda kocaman bir gökkuşağı bayrağı var . Hele çocuklu daha zor oluyormuş yoksa bizi ilgilendirmez de...

Neyse güzel bir plaj dinlenmesi yaptık , akşam da şehre inip yemek yiyelim dedik. O da çok güzel bir gece oldu. Restoranlardan kısa bilgi çok güzel Türkçe konuşuyorlar. Hatta Akın "Saki var mı?"  diye sorduğunda öyle güzel dalga geçtiler ki gerçekten o kadar hakim türkçe konuşuyorlar.  Ama şehri  gündüz gözü ile gezmek isterdim. Gerçekten üzüldüm , gecesi de zevkli ancak şehrin renklerini gündüz daha güzel görme şansınız var kesinlikle.


Santorini...

Veee santorini turunu bu sefer hem şehir hem plaj şeklinde ayarladık. Çünkü gündüz gözü ile bu şehri gezmem gerek dedim. İyi ki  de demişim çünkü bir önceki günde kaçırdıklarımı unuttum şehri görünce. Çok güzel bir şehir tam fotoğraflık.

Volkanik oluşumlarla meydana gelmiş bir ada burası. İrili ufaklı bir sürü adacık var burada ancak en büyüğü Santorini adası. Buradaki plajlar malum yanardağ özellikleri ile siyah kırmızı gibi renklerde kumlara sahip bu nedenle de sahillere bu isimleri vermişler. Turist çekmek için iyi uygulama...




Biz önce 2 saat plaj keyfi yaptık su nefisti.Perissa  plajını gördüğüm için sadece onun çok güzel olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık kıyı şeridi 6km kadar elbette plaj o kadar değil bölük bölük ancak muhteşem. Black Sand Beach yani Karakum Plajı olarak isimlendirilen bu plaj görülmeye değer. Sonra şehrin biraz daha uzak bir noktasına Oia 'ya gidip gezdik. Burası kendinizi kaybedeğiniz kadar güzel bir yer. Daracık sokaklar, minik aile satış noktaları, daracık sokaklardan elişi dükkanlarına girmek için inilen daracık basamaklar ve beyaz duvarlı mavi pencereli.

Santorini bir balayı merkezi olarak kabul ediliyor çok normal.

Bu volkanik  özelliklerinden dolayı gemiler kıyıya yanaşamıyor, sizi minik teknelerle kıyıya çıkarıyorlar. Zaten tepeden baktığınızda açıktaki gemileri görebiliyorsunuz. Şehri gezerken başımı ne yana dönsem de birşeyler kaçırmasam diyeceksiniz aman dikkat. Bir de şehrin tepesine çıkınca teleferikle aşağı iniyosunuz ama olur da daha enteresan bir şey yapalım derseniz eşek sırtında da indiriyorlar ancak merdiveler o kadar dik ki hayvancıkların canı çıkıyor burada. Hem hayvanlara yazık hem de düşme şansınız çok yüksek...

Tepedeki alanın adı Thira ancak Fira diye okunuyor bilginiz olsun. Aslen şehre çıkarken eşek ve teleferik kullanın derim ben. Biz tabanvay çıkıp inişte kullandık bu yolu. Şehri gezerek çıkmak yorucu gelmezse en güzel yol bu. Eşek duraklarının resimlerle işaretlenmiş.




Şehri gezdikten sonra teleferikle dönüş yoluna geçmeden bir kafede keyif yaptık. Açıkçası tamamen batışını izleme şansım olmasa da güneşin alçalışını izlemek nefisti.

Son olarak minik bir not, Cruise gemileri ile yolculuk ederken şehre giden bu turlar ciddi pahalı ancak bizim şehirler için önceden bir araştırma yapma şansımız olmamıştı bu yolu tercih ettik. Ancak Santorini gibi bir yerde de bu kadar çok noktayı gezebilmeniz için ya turu seçmeli ya da araba kiralamalısınız. Çünkü noktalar arası yürünemeyecek kadar uzun..

İyi geziler...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALBA...İTALYA KASABALARI-4-

IVREA PORTAKAL FESTİVALİ Şubat 2017

MİLANO...Bir Çok Kez...